ULUMUZUN BAŞI SAĞ OLSUN!
13 Mayıs 2014’te
öğleden sonra Soma’da bir şirketin işlettiği madende onlarca emekçiyi
yitirmenin acısını içimizde yaşıyoruz.
Öncelikle
Somalılara başsağlığı, direnme gücü diliyoruz!
Olay yerinden
aktarımlar; basına yansıyan görüntüler, bunların ardındaki gerçekler gibi
emekçilerin yürek burkan öyküleri de acımızı derinleştiriyor.
Ateş düştüğü
yeri yakar, denir. Soma’daki ateş yüreğinde insan ve yurt sevgisi olan, emeğe,
insan yaşamına saygılı tüm yurttaşların yüreğini; onlarca emekçinin de canını,
ocağını, çocuklarının geleceğini yakmıştır. Dünden bugüne ateşle simgelenen
acıların bir anlık dikkatsizlik, aymazlıkla ortaya çıkmadığını, zaman zaman
onlarca, zaman zaman tek tek canlar aldığını yaşayarak gördük; görüyoruz. İçimiz
yanıyor, ağlıyoruz; ne ki ulusça acılara alıştırılmanın bedelini ödüyoruz.
Soma’da yaşanan
acı olay ne yazgıdır; ne olağan “kaza”dır; bu kıyıma “kaza” denmesinin aymazlık
olduğunu; acıyı sıradanlaştırdığını, yetkililerin vicdanla, tarihin akışı, akıl
ve bilimsel verilerle bağdaşmayan açıklamalarıyla gördük. Canımız daha çok
yandı, yurttaş kimliğimiz çok ağır yaralar aldı.
Dil, salt ağız içindeki bir organ değildir. Dil,
beyniyle yüreği arasındaki o narin bağı dürüstçe, onurluca, insancıllıkla,
adaletle, vicdanla kuramayanlar için salt yalanmaya yarayan, işlevsiz bir
organdır. Böyle bir dille ne acı ne sevinç paylaşılır. Ne yazık ki Soma
kıyımında hem iktidarın hem iktidara arka çıkanların kullandığı dil, acıyı
paylaşmayı bilen tüm yurttaşların adalet duygusunu yaralamıştır. Üstelik acıyı
derinleştiren bu dile tekmeler, yumruklar; bibergazı, plastik mermiler, coplar
da karışmıştır.
Onlarca canı
alan bu kıyımın üstünden saatler, günler geçmesine karşın bir madende kaç
emekçinin çalıştığını bile saptayamayan bir hükümetin, sözle ve eylemle
yurttaşa tavırlı olması, ne adaletle ne demokrasiyle; hiçbir insancıl değerle
açıklanamaz. Yurttaşın devlet dediğimiz güce güvenini derinden sarsar. Acımız
tazeyken görüntü budur. 13 Mayıstaki kıyım, vicdan karasının kimlerin yüzünden
hiç silinmeyeceğini kanıtlamıştır. Kömürün karasını su yıkar; ama bu
topraklarda vicdan ve adalet yarasını yıkayacak bir avuç su yoktur.
Acımız tazedir;
iktidar başta olmak üzere herkesi diline, eline sahip olmaya; gerçekle
yüzleşmeye çağırıyoruz. Sanal ortamı insafsızca, ahlak ve insanlık dışı söylemlerle
kullanarak aymazlıkta sınır tanımayanları uyarıyoruz. Bu aymazları, bir daha
babasına sarılamayacağını bilmeden, bir gömüte bakakalan küçücük çocukların acısına
saygılı davranmaya çağırıyoruz.
Soma’da
yitirilen canları saygıyla anıyor; yakınlarına direnme gücü diliyoruz!
Dil Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Sevgi
Özel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme